Beyin kanamasının en sık nedeni anevrizma

Maalesef beyin kanaması dediğimiz zaman insanlarımızdaki karşılığı hoş bir durum değil. Herkesin ailesinde veya yakınlarında kötü bir hikayesi var. Beyinde de diğer organlarımız gibi toplardamar ve atar damarlarımız var. Herhangi bir nedenle damarlardaki bu kan damardan çıkıp beyin dokusuna karıştığında biz buna kanama oldu diyoruz, beyin kanaması geçirdi diyoruz.  Bu değişik nedenlerle olabilir. Travma olabilir ya da hasta tansiyona bağlı olarak beyin kanaması geçirebilir. Ama beyin kanamalarının en sık nedeni olarak, yani Ebru Gündeş Hanım da ortaya çıkan, halk arasında baloncuk olarak da anılan anevrizmalar daha sık olarak hayatı tehdit etmektedir. Anevrizmalar tansiyona bağlı olarak baloncuktaki patlama sonucu beyin kanaması meydana gelen ve kanamanın beyne yayıldığı, maalesef erken tanı ve teşhis olmazsa ölümcül sonuçlanabilen hastalıklardır. Ama beyin kanaması deyince çok çeşitli kanamalar var. Biz daha çok kendiliğinden olan ve anevrizmanın neden olduğu kanamaları daha tehlikeli olarak görüyoruz.


Damar yapısı neye göre bozuluyor ve neden yaş tanımaksızın beyin kanamaları gerçekleşebiliyor?

Şöyle düşünelim biz günlük hayatta tansiyonla yaşıyoruz. Hepimizin bildiği gibi 120'ye 80 tansiyon normlarında yaşamaya çalışıyoruz. Tansiyon dediğimiz şey nihayetinde kan basıncı ve damarı da bir tüp olarak düşünürsek devamlı bu basınca maruz kalıyor. Ne olmalı da buradan bir kanama olmalı? Ya damarda yapısal bir bozukluk olmalı ya da tansiyon çok yükselmeli. Damar yapısı bozukluklarında ve tansiyonda, dolayısıyla anevrizmada genetik geçişi son yıllarda sahada oldukça fazla gözlemliyoruz. Yani ailenizde, birinci derece yakınlarınızda travma harici beyin kanaması öyküsü varsa şunu şiddetle tavsiye ediyoruz: beyninizi mutlaka kontrol ettirin.


Beyin damar yapısı görüntülenebilir mi? Nasıl kontrol ettirilir?

Şu anda teknoloji beyin damar yapısının görüntülenmesi noktasında her türlü imkanı veriyor. Hatta biz kliniğimizde şu vakalarla çok sık karşılaşıyoruz: “hocam benim başım ağrıyordu, MR çektirdim ben de baloncuk varmış” veya “check-up yaptırıyordum, beynime de bakılsın istedim baloncuk varmış” bu şekilde saptanan çok fazla hasta var. Günümüzde bu hastaların tedavisi çok daha kolay ve basit oluyor. Anevrizma kanayınca biz iki hastalık ile uğraşmış oluyoruz bir baloncuk, onu kapatmamız lazım tekrar kanamasın diye, bir de beyin kanamasının etkileri ile uğraşmak zorunda kalıyoruz ve maalesef genelde bu etkiler yıkıcı olabiliyor. Yaş aralığına gelince genetik bir yatkınlık varsa veya herhangi bir kronik hastalığınız varsa burada biz maalesef alt yaşındaki çocukta dahi bu anevrizmayı gördük ve gözlemliyoruz. Anevrizmada yaş bilimsel çalışmalarda alt sınır olarak ortaokul düzeyinde belirtiliyor ama bu yaşın giderek düşmeye başladığını gözlemliyoruz. Çünkü teknolojinin gelişmesi, hayat şartlarının zorlaşması ile birlikte insanlar daha çok strese maruz kalıp daha erken yaşta tansiyon hastalığına yakalanıyorlar.


beyin-anevrizmasi-gorseli

Anevrizmada kimler risk altında?

Diğer organlarımız gibi beynimizde de damarlarımız var, anevrizma da bir damar hastalığı olduğu için damar hastalıklarına ait bütün etkenler beynimiz için de söz konusu. Ancak beynin diğer organlardan farklı bir özelliği var: beynimizin beyin dokusuna sirayet eden bir kanamaya karşı tahammülü yok. Beyin damarları daha hassas. Bu nedenle çocuklarda bıngıldak dediğimiz yapı kapandıktan sonra beynimiz tamamen kafatası tarafından koruma altında. Örneğin kalp damarlarımız travmalara, zedelenmelere karşı beyin damarlarımıza göre daha dayanıklıdır. Beynimize, beyin kanamasında olduğu gibi herhangi bir nedenle 5 dakika oksijen gitmez ise, beyin dokusu hücreleri ölür ve bir daha o dokuyu geri getiremeyiz.  


Beyin kanaması geçirdiğini kişi nasıl anlar? Ne hisseder de hastaneye başvurur?

Biz anevrizmaları kanamadan tespit etmeyi çok önemsiyoruz. Tedavisi çok daha kolay. Günümüz teknolojik imkanları ve gelişen cerrahi imkânlarla anevrizmaları çok rahatlıkla tedavi edebiliyoruz. Fakat anevrizma geç fark edilip beyin kanamasına neden olursa maalesef herhangi bir hasta yakınının bize gelip: “Hocam işte gece yatağında baygın bulduk banyoda baygındı herhangi bir şey yoktu birden bire bayıldı.” Dediği vakalarla karşılaşıyoruz. Bu tür hastalar genellikle şiddetli bir baş ağrısı yaşarlar. Sonrasında bilinci açık olan hastalar sanki beynimde bir bomba patladı gibi anlatırlar. İnsanın arı eşiğinin yüksekliği ve beyin kanamasının beynin neresinde gerçekleştiği çok önemli. Bizim beyin kanaması geçiren, bir hafta on gün sonra hastaneye başvurduğunda beyin kanaması geçirdiğini tespit ettiğimiz insanlar bile oluyor.  Çünkü beyin kanamasında her bölgenin etkisi aynı olmuyor. Örneğin olası bir beyin sapında meydana gelen kanamalarda hasta bilincini kaybederken, frontal lobda meydana gelen kanamalarda hasta şiddetli baş ağrısı ile günlük yaşamına devam edebiliyor. Anevrizmada hastadan çok yakınlarının hikayeleri çok önemli bizim için çünkü yol gösterici oluyor. Genelde beyin kanaması geçiren hastalara tanı koymakta herhangi bir gecikme yaşanmıyor. Gerek 112 servis olsun gerekse gittiği acil servislerde olsun sağlık çalışanları bu konuda daha bilinçli ve daha hızlı hareket ediyorlar.


Kişi MR çektirdi baloncuk çıkmadı yine de beyin kanaması geçirebilir mi?

Elimizdeki bütün teknoloji kullansak bile biz bu teknolojide %5 civarında yanılabiliriz. %5 civarında anevrizması mevcut olan hastalarda bu durum ortaya çıkmayabilir ama buraya bardağın dolu tarafından bakalım %95 ihtimalle bu yöntemlerle teşhis konulabilir.


Peki tedavi yöntemleri nelerdir?

Biz beyin kanaması geçirmiş hastalara şunu söylüyoruz: sizin artık 2 hastalığınız var bir beyin kanamanız var bir de buna neden olan baloncuk var. Biz baloncuğu yani anevrizmayı kapatacağız ama beyin kanaması tedavisi devam edecek. Beyin baloncuğu tedavisi nasıl yapılıyor? Özellikle 90'lı yıllardan sonra bu konuda teknolojide büyük bir gelişme var. Kasıktan kalp anjiyosu gibi beynin hemen hemen bütün bölgelerine ulaşabiliyoruz ve gerek stent kullanarak gerek akım çevirici dediğimiz yeni model stentler kullanarak veya coil dediğimiz bir nevi bobin gibi düşünün anevrizmanın içini doldurarak tamamen kapalı yöntemle anevrizmayı tedavi edebiliyoruz. Hastanın herhangi bir şekilde kafatası açılmasına gerek kalmıyor. Ama teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin maalesef bazı hastalarda mutlaka cerrahi müdahale yani açık ameliyat gerekiyor o hastalarda da yine teknolojinin imkanları ile beraber çok başarılı sonuçlar alıyoruz. Buradaki önemli nokta erken zamanda erken teşhis ve tedaviye hızlıca başlamak.


Anevrizma baş ağrısı nasıl bir ağrıdır? Farklı bir ağrı mıdır yani sizi mutlaka hastaneye götürür mü?

Anevrizma sonrası beyin kanaması geçiren hastalar az önce de söylediğim gibi beynimde bomba patladı şeklinde tarif ederler. Ve ağrı geçtikten sonra bilincini kaybetmeyen hastalar bir süreliğine rahatladıklarını söylerler. Çünkü şöyle düşünün anevrizmalar küçük değiller, 2-3 santimetreye kadar çıkabilen olgular bunlar. Beyne baskı yapıyorlar ve patladığında hastanın tansiyonu düşüyor buna bağlı olarak da hasta bayılıyor rahatlıyor. Günümüzde insanlar hızlı, etkin, güvenilir ve fiziki görünüşleri bozulmadan yani herhangi bir yerlerinde kesi izi olmadan, saçları dahi tıraş edilmeden tedavi olmak diyorlar ve teknoloji şu anda bize bu konforu sunuyor.


Peki beyin sağlığımızı nasıl koruyabiliriz Ali Yılmaz Bey?

Aslında tüm vücudun sağlığını korumaktan bir farkı yok ama beynin bir özelliği var oksijen beyin için diğer organlara göre biraz daha hayati. Günlük spor aktivitelerimizi yapalım, bol oksijen, temiz oksijen alalım, dengeli beslenelim, sigara kullanmayalım başka herhangi ekstra bir şey yapmamıza gerek yok.