Beyin Sapı Tümörü

Beyin sapı tümörü beynin alt kısmını omuriliğe bağlayan beyin sapında büyüyen tümörlerdir. Beyin sapı adı verilen bölge küçük olmasına rağmen, yaşamsal işlevleri kontrol eder. Solunum, kalp atışı, sindirim ve kas koordinasyonunun tümü beyin sapı tarafından yönetilir. Bu işlevlerden herhangi biri, beyin sapı tümörü tarafından baskılanırsa tümör yaşamı tehdit edebilir. Beynin bu bölgesinde gelişen tümörlerin tedavisi özellikle zordur. Çünkü bölgeye yapılacak herhangi bir müdahale yıkıcı nörolojik hasara neden olabilir.

Beyin sapında ortaya çıkan tümörlerin çoğu, beyindeki nöronları destekleyen ve koruyan hücreler olan glial hücrelerden kaynaklanan tümör anlamına gelen gliomlardır. Gliomlar beyinde birçok farklı yerde gelişebilir. Beyin sapı tümörü genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkar. Yetişkinlerde nadir görülür. Çocukluk çağı beyin tümörlerinin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturur. Büyüme hızına ve yayılımına bağlı olarak, beyin sapı gliomları iki tipte kategorize edilebilir:

     DIPG (diffuse intrinsic pons gliomas): Çok hızlı büyür ve beyin sapındaki diğer alanları istila eder.

     Fokal gliom: Yavaş büyür. Beyin sapının bir bölgesinde kalma eğilimindedir. Genel görünüm DIPG'li kişilerden daha iyidir.

Beyin sapı tümörü belirtileri nelerdir?

Semptomlar bireyin yaşı, tümörün yeri ve boyutu gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Beyin sapı tümörü büyüyerek beyin dokusuna ve yakındaki diğer yapılara baskı uyguladığında aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Görmede ve göz hareketlerinde anormallikler
  • Yüzün bir tarafında zayıflık
  • Ekstremitelerin uyuşması veya zayıflığı
  • Denge kaybı
  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı

Beyin sapı tümörü büyüdükçe kafatasında daha fazla yer kaplar. Kafatası genişleyemediği için kafa içi basıncı artar. Bu durum baş ağrısı, kusma, mide bulantısı ve uyuşukluğa neden olabilir. Beyin sapı gliomasından kaynaklanan baş ağrısı tipik olarak sabahları uyandıktan sonra ortaya çıkar ve gün içerisinde iyileşir.

Beyin sapı gliomları dördüncü ventriküle genişleyen kişilerde hidrosefali görülebilir. Hidrosefali, tümörün beyin omurilik sıvısının (BOS) doğal döngüsünü bloke etmesi nedeniyle oluşur.

Beyin sapı tümörü tedavisi:

Tedavisi bireyden bireye farklılık gösterir, tümörün cerrahi olarak çıkarılmasını, kemoterapiyi ve/veya radyasyonu içerebilir. Hasta için en uygun tedavinin belirlenmesi hastanın yaşı, tümörün yeri ve tümör tipi ile yakından ilişkilidir.

Beyin sapı tümörü hızla büyüyerek kritik beyin fonksiyonlarını etkilemeye başlayabilir. Bu durumlarda tümörün yayılmasına bağlı olarak tümörü çıkarmak için ameliyat mümkün olmayabilir. Çünkü beyin sapı solunum, kalp hızı ve kan basıncının kontrolü dahil olmak üzere hayatta kalmak için gerekli birçok hayati işlevi kontrol eder. Tümör büyümeye devam ederse bu işlevler doğrudan tümörün kendisinden etkilenebilir. Bu nedenle tümör büyümesini kontrol etmek için tedaviye mümkün olduğunca çabuk başlanmalıdır.

Beyin cerrahı fokal gliomdan şüpheleniyorsa beyin tümörü ameliyatı önerilebilir. Beyin tümörü ameliyatı sırasında kraniyotomi adı verilen teknik ile kafatasının küçük bir kısmı açılarak tümörün mümkün olduğu kadar güvenli bir şekilde çıkartılması amaçlanır. DIPG'lerin aksine, fokal gliomlar fazla yayılmadıkları için tümörün çıkarılması daha başarılıdır. DIPG'ler için genellikle güvenli çıkarma mümkün olmadığı için beyin tümörü ameliyatı önerilmez.

Beyin tümörü ameliyatından sonra veya ameliyat bir seçenek olmadığında tercih edilen tedavi genellikle radyasyon tedavisidir. Kemoterapi de kullanılabilir.

Bilgi ve randevu için iletişim sayfamızı kullanabilirsiniz.